Ekonomi

Moody’s, ABD’nin kredi notunu düşürdü: Fed yetkililerinden temkinli açıklamalar

Investing.com – Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 16 Mayıs 2025 tarihinde ABD’nin uzun vadeli kredi notunu en yüksek seviye olan “Aaa”dan bir kademe düşürerek “Aa1” seviyesine çekti. Not görünümünü ise “negatif”ten “durağan”a revize etti. Bu kararla birlikte ABD, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody’s, S&P ve Fitch tarafından en yüksek kredi notunu taşımayan bir ülke konumuna geldi.

Moody’s, not indiriminin temel nedenleri arasında özellikle son on yılda hızla yükselen kamu borcu seviyesini ve faiz ödemelerine bağlı mali yükün artmasını gösterdi. Ayrıca, Kongre ve ABD yönetimlerinin büyük bütçe açıklarına ve faiz maliyetlerinin sürdürülebilirliğine yönelik bir uzlaşıya varamaması da kararın arkasındaki önemli başka bir etken olarak öne çıktı.

Tahvil ve hisse senedi piyasalarında tepki geldi

Moody’s’in not indirimi kararı küresel piyasalarda hızlı bir şekilde yankı buldu. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi %4,56 seviyesine yükselirken, 30 yıllık tahvil faizi %5’in üzerine çıktı. Bu gelişme, yatırımcıların ABD borçlanma araçlarını daha riskli olarak değerlendirmeye başladığına işaret etti ve borçlanma maliyetlerinin önümüzdeki dönemde artabileceği beklentisini güçlendirdi.

ABD hisse senedi piyasaları da karardan etkilendi. Dow Jones Endeksi açılışta 305 puanlık bir gerileme yaşarken, günün ilerleyen saatlerinde toparlanma kaydedilerek kapanış hafif artışlarla tamamlandı. Bu durum, piyasalarda karara karşı temkinli ama izleyici bir duruşun benimsendiğini ortaya koydu.

Uzmanlardan not indirimi sonrası değerlendirmeler

Analistler ve finans uzmanları, Moody’s’in aldığı kararın ABD finansal piyasaları üzerindeki etkilerinin orta vadede hissedileceğini belirtiyor. Not indiriminin sermaye maliyetlerini artırabileceği ve yatırımların planlanmasında daha fazla temkinli davranılmasına yol açabileceği değerlendiriliyor. Bu gelişmelerin, özellikle kamu yatırımları ve özel sektörün krediye erişimi açısından sonuçlar doğurması bekleniyor.

Uzman görüşlerine göre, not indiriminin ardından kredi risk primlerinin artması da muhtemel. Bu duruma bağlı olarak, ABD Hazinesi için yapılan borçlanmalarda yatırımcılara daha yüksek getiri sağlama gerekliliği doğabilir, bu da federal bütçe üzerinde ek baskı oluşturabilir.

Fed yetkililerinden temkinli açıklamalar

ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilileri, Moody’s’in not indiriminin ardından yapılan değerlendirmelerde temkinli bir duruş ortaya koydu. Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, bu gelişmenin kendi hedeflerine ulaşma süreciyle ilgili etkilerini değerlendireceklerini, ancak siyasi yönüne dair yorum yapmayacaklarını dile getirdi. Jefferson, alınacak kararların gelen tüm veriler ışığında objektif şekilde değerlendirileceğini belirtti.

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise not indiriminin ekonomi üzerinde etkilerinin birkaç ay içinde daha net görüleceğini ve sermaye maliyeti başta olmak üzere birçok kalemi etkileyebileceğini açıkladı. Bostic, yatırımcı iştahının düzeyini anlayabilmek için üç ila altı aylık bir gözlem sürecine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Yatırımcı güveni kritik nokta olarak öne çıkıyor

Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari de kredi notu indirimiyle ilgili değerlendirmesinde yatırımcı güveninin altını çizdi. ABD’nin artan bütçe harcamaları ile yüksek kamu borcunun, uluslararası piyasalarda ülkenin rekabetçi pozisyonunu tartışmalı hale getirdiğini belirten Kashkari, yatırımcıların güven düzeyine bağlı olarak ABD’nin borçlanma maliyetlerinin de şekilleneceğini söyledi.

Kashkari, ABD’nin, diğer gelişmiş ekonomilerle karşılaştırıldığında artan borç seviyesi nedeniyle uzun vadeli risk profiline dair soru işaretlerinin doğduğuna dikkat çekti. Bu gelişmenin, ülkeye yatırım yapma eğilimi üzerinde belirleyici olabileceği ifade edildi.

Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkeler etkilenebilir

ABD’nin kredi notunun düşürülmesi, küresel piyasalarda risk algısının artmasına neden oldu. Güvenli liman talebindeki artışla birlikte altın fiyatlarında %0,4 oranında artış gözlemlendi. Bu durum yatırımcıların daha güvenli enstrümanlara yönelme eğiliminde olduğunu gösterdi.

Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler açısından ise bu gelişme sermaye akışlarında dalgalanma riskini beraberinde getirebilir. Ayrıca, küresel fonların gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahında azalma yaşanması halinde, bu ülkelerin borçlanma maliyetlerinde artış görülmesi de olası senaryolar arasında değerlendiriliyor. ABD’nin kredi notundaki bu düşüş, küresel ekonomik dengeleri yakından ilgilendiren bir gelişme olarak önem taşıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu