Fabrikaların kapanmaması için ‘can suyu’ istiyoruz
Başak Nur GÖKÇAM
Dünya pazarlarında yaşanan gerileme Türk ihracatçısını zorlamaya başladı. Kurundaki artışın enflasyonun altında kalması nedeniyle pazar kaybına uğrayan ihracatçılar, ‘can suyu’ destekler bekliyor. Paris’teki Uluslararası İnşaat Endüstrisi Fuarı’nda (Batimat) konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, faiz indirimini kasım ayında beklediklerini belirterek, “Kasım- aralıkta en azından bir faiz indirimiyle ilgili hareket gelirse bu bize umut olur” dedi.
Faiz indirimiyle ilgili sinyalin geç gelmesinin umutlarını ve heyecanlarını kaybettirdiğini söyleyen Tecdelioğlu, “İç pazar yüksek faizle, dış pazar da düşük kurlu enflasyonla giden politikayla bastırılıyor. Biz bugüne kadar Türkiye›de böylesi bir kriz görmedik.
Hem iç pazarda hem de dış pazarda bastırılan bir kriz ilk defa yaşıyoruz. Burada ister istemez verimlilik, tasarruf tedbirleri ve rekabet edebilmeyle ilgili çok ciddi sanayicilerimiz hesap yapmakta. Bu hesabı yaparken karşımıza bu sefer işçi çıkarma geliyor. Haliyle norm kadromuzu kaybetmek, işçiyi çıkarmak istemiyoruz. Bir müddet sonra işlerin iyiye döneceğini biliyoruz. Bununla ilgili bekleyişimiz var. İhracatçılar olarak norm kadromuzu kaybetmemek için kısa çalışma ödeneği benzeri bir çalışma için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan destek istiyoruz.
En azından 6 aylık süreçte yüzde 2’lik desteğin yüzde 10’a çıkartılmasını talep ediyoruz. Çünkü bize can suyu lazım. Şu an ihracatçı can suyu istiyor. Bu can suyu da kur politikası, işçi çalışma ödenekleri veya vergiyle ilgili olabilir. Yani bize bir can suyu lazım ki ihracatımızın devam etmesini sağlamayı becerebilelim. Yoksa fabrikalar kapanır, işçi çıkartılır. Sanayici, bu büyük zararları taşıyamaz” diye konuştu.
“Faizde indirim hareketinin başlaması umut olacaktır”
Yurt içi konut sektöründe 6 Şubat’ta yaşanan depremin yaratmış olduğu bir konut hareketliliği olduğunu belirten Tecdelioğlu, “Yurt içi sektörde depremin yaratmış olduğu konut hareketliliği Türk müteahhitler tarafından yapılıyor. Yerli malzemeler kullanılıyor ve bu yıl yaklaşık 220 bin konut şu an için bitmiş durumda.
Ciddi anlamda depremle ilgili konut hareketliliği olduğunu görebiliyoruz. Önümüzdeki yıl da yaklaşık 400 bine yakın daha konut bitecek. Yani bu yıl 2024 yılındaki 200-220 bin, önümüzdeki yıl 400 bin konutun yaratacağı inşaat malzemesi ihtiyacı sektörde hareketlilik yaratıyor. Buna ilave 400 bin konut da özel sektörün hareketliliği bekleniyor. Pazarda aslında ötelenen bu.
Yani şu an insanlar borçlanamadığı, ev kredisi alamadığı, birinci el konutla ilgili borçlanma yapamadıkları için yenileme projesi ve kentsel dönüşüm projesi dediğimiz projelerde yüzde 30’a hatta belki de yüzde 50’ye yakın yavaşlama yaşanıyor” dedi. Ruhsatlar alınmış olsa dahi şantiye kurulmadığını söyleyen Çetin Tecdelioğlu, “Çünkü her ruhsattan sonra 2 yıl süre var. Belediyeler süreyi veriyor, bu ev yıkılıp yapılacak diyor. Ama 2 yıl süre var ve bu 2 yılın geçmesi bekleniyor.
İnsanlar parasını şu an faizde tutuyor. İnsanlar parasını konuta yatırmak istemiyor. Faiz daha büyük para kazandırıyor. Parasını faize yatıran yatırımcı, konuta para yatırmak istemiyor. İşte onun için faizlerin geriye gelmesi, faizlerin düşecek algısının yaratılması birçok yatırımcıyı konuta doğru çevirir, konuta yatırım yapmaya başlanır. Onun için faizdeki indirim hareketinin başlaması bir umut olacaktır. Bu çok önemli” diye konuştu.
Afrika’nın kapısı Fransa’dan açılacak
Dünyanın önde gelen yapı fuarlarından biri olan ve 2 yılda bir düzenlenen Paris’teki Uluslararası İnşaat Endüstrisi Fuarı’na (Batimat) 80’den fazla firma ile katılan Türkiye, fuarda temsili en yüksek üçüncü ülke oldu. Türkiye’nin bu fuarda 9’uncu kez yer aldığını söyleyen İDDMİB Yapı Malzemeleri Sektör Başkanı Burak Özelci, “Avrupa’daki resesyon ve küçülmenin etkileri, sektörü ciddi anlamda zorladı.
Batimat Fuarı da bu anlamda sadece Avrupa değil, Avrupa’ya bağlı Afrika ülkelerine mal satmak için de önemli bir köprü görevi görüyor. Hatta fuar Afrika’ya katma değerli mal satmanın da köprüsü. Bu köprüyü iyi kullanmak lazım. Eğer Afrika’ya katma değerli mal satmak istiyorsak Fransız tüccarlarla iş yapmak önemli. Afrika kıtasının tamamı bizim şu an projeksiyonumuz ve hedefimizin içinde olan bir yer.
Bu nedenle bu fuar hedeflerimize ulaşmamız için stratejik önem taşıyor ve biz buradaki buluşmada sadece Fransa’daki 66 milyon insanı değil, 1 milyara yakın Afrika kıtasını hedefliyoruz. Bizim, bu pazar için iştahımızı artırmamız lazım. Hem Fransa hem de Afrika kıtası ile ilgili ayrı ayrı stratejiler oluşturmamız gerekiyor” dedi.
Alternatif pazarlara ihtiyaç var
Karbon ayak izi engeline takılmadan ürün satılabilecek pazar yaratmaya ihtiyaç olduğunu belirten İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “Emisyon konusunda Afrika’nın yaptırımları daha seyrek. AB içinde olduğu için de alternatif pazar olma özelliğine sahip. Biz 100 birim mal üretiyorsak ve bunun yüzde 50-55’ini Avrupa’ya satıyoruz.
Bu satışlar sonucunda da karbon ayak iziyle sorgulanacak ve vergilere tâbi tutulacağız. Geriye kalan yüzde 40- 45’lik malımızı da karbon ayak izine takılmadan satabileceğimiz pazarlar yaratmamız gerekiyor. Afrika’ya mal satmak bu noktada da bizim için bir fırsat olacak. Bu fuardan Türk firmaları üzerinde milyar doların üzerinde iş birliği doğabileceğini düşünüyorum çünkü birçok firmanın iş birliği ve sipariş duyumlarını aldık” dedi.
Fuarın gözdesi geri dönüşüm ürünler oldu
Bu yılki Batimat Fuarı’nda sürdürebilirliğin çok fazla ön plana çıktığını İDDMİB Yapı Malzemeleri Sektör Başkanı Burak Özelci, “Avrupa’da artık plastik, alüminyum, hırdavat döküm gibi birçok alanda geri dönüşüm ürünler ön plana çıkmış. Ürünlerin değişen ve gelişen teknolojiye uygun, daha hafif, daha ekonomik, daha çok amaçlı kullanım gibi birçok noktalar ön plana çıkıyor. Mesela bir kapı kolu firmamız çok küçük bir ambalajla ürününü paketleyebiliyor. Bir el arabası kürek yapan firmamız bir konteynerin içine 2 bin 100 tane el arabası sığdırıyor. İnsanlar kullanmadığı alanları daha kullanışlı hale getirmeye çalışıyor. Artık pandeminin yaratmış olduğu yaşam şeklindeki değişiklik ve ona doğan talebi görüyoruz. Ayrıca bu yıl fuarda bir de enerjideki tasarrufun üzerinde çok durulduğunu gözlemliyoruz. Duyarlılık ön plandaki yerini almış” dedi.